Odyoloji'de Sıklıkla Karşılaşılan İşitme Kayıplarına Neden Olan Hastalıklar & Belirtiler
Bu yazı çalışmasında; tinnitus, fonksiyonel işitme kaybı (pseudohypacusis), işitsel nöropati, yaşlanmaya bağlı işitme kaybı (presbiauzi), akustik tümörler, meniere hastalığı, gürültüye bağlı işitme kaybı, akustik travma, otitis media, kulak zarı perforasyonu gibi odyoloji'de karşımıza en çok çıkan vakaların kısa kısa açıklaması yapılacaktır.
Tinnitus
Birey, akustik uyaran olmadığı halde, iç sesleri algıladığı durumundan yakınır. Tinnitus özellikle odyometride test yapılırken verilen uyaranların algılanmasında olumsuz etki oluşturabilir. Bu durum birçok yanlış pozitif yanıtların (hatalı yanıtlar) -normalden daha iyi- ortaya çıkması normalden daha iyi eşiklerin elde edilmesine neden olabilir.
Hastada tinnitus belirtisi mevcut ve dile getiriyorsa, eşiklerin doğruluğu için ek talimat ve teşvik gereklidir çünkü hasta zaten mevcut olan kendi iç sesiyle saf ses uyaranın sesini karıştırabilir.
Test uygulayıcısı, hastanın uyaran sesini tanıyabilmesi için net duyulabilir şiddette ses vererek hastanın tanımasını sağlayabilir.
Daha ileri durumlarda, yani hasta halen sesleri karıştırıyorsa, atımlı uyaranlar verilebilir. Hastadan akustik uyaran sayısının sayılması istenebilir. Bu test yöntemi, düzensiz aralıklarla yapılmalıdır.
Tinnitus Nedeni & Olası Tedavi Yöntemi
işitsel yapılara yakın bölgelerden geçen kan akımından kaynaklı olabilmektedir. Damar ya da arterden geçen kan akımı, bazen alçak frekans eşiklerini maskeleyen gürültü ya da uğultu üretir. Kafa ya da boyundan kaynaklı titreşimlerden de uğultu hissi oluşabilir.
Tinnitus damar patolojisinden dolayı karşımıza çıkıyorsa, tedavi edilebilir bir durumdur. Cerrahi yöntemle tedavi edilebilir.
Tinnitus şikayeti olan bireyler genellikle sensörinöral tip işitme kayıplarıyla karşımıza çıkar. Tinnitus'un damarsal patoloji ya da boyun veya kafa titreşimlerinden kaynaklı olduğunun doğruluğu veya tespiti için dış kulak kanalındaki ses seviyelerinin ölçümü sağlanabilir.
Pseudohypacusis (Fonksiyonel İşitme Kaybı/Nonorganik İşitme Kaybı)
Tıbbi muayene ya da fizyolojik durumlarla açıklanamayan durumlarda kullanılan terimdir. Bu tür durumlarda, test içi ya da testler arası tutarsızlıklar barizdir.
Bu tür şikayet ile gelen bireylerde, maddi ya da psikolojik çıkar söz konusudur. Adli, miras, iş, tazminat vb. gibi durumlarda birey çıkarını korumak için işitme kaybı olmaksızın birey işitme kaybı varmış gibi rol yapar.
Bazı durumların altında psikolojik problemlerle alakalı bilinçaltı motivasyonlar yer almaktadır.
En çok göze çarpan tespit ise, bireye verilen uyaran ile yanıtlardaki uyuşmazlık, tutarsızlıktır. Test sırasında cevapların güvenilirliği düşüktür. Uyaran sayısı artırıldıkça, eşik mantıksız biçimde daha da düşer.
İşitsel Nöropati (İşitsel Senkronizasyon Bozukluğu)
İşitme sinirinin işlevi üzerindeki fonksiyonel veya fizyolojik anormalliktir. İç tüylü hücrelerden salınan nörotransmitter'leri alan işitsel sinirin dentritlerinin ya da iç tüylü hücrelerin sinaptik bağlantılarının zarar görmesi, spiral ganglionda ya da VIII. kranial sinirinin aksonları hasar gördüğünde meydana gelebilir.
İşitsel nöropati spektrum bozukluğunda hasar, incelenmesi gereken bölge koklea ile beyin sapı arasındaki bölgedir.
İşitme siniri aksonları zarar görmesi durumunda hasar beyin sapı bölümlerine kadar yayılabilir.
Sinir hücresindeki hasar, miyelin kılıf, akson ya da her ikisinde ayrıca hücre gövdesinde de çıkabilmektedir.
Bu vakalarda konuşmayı ayırt etme skorları oldukça düşüktür. İşitme eşikleri çok hafiften ileri dereceye kadar değişkenlik gösterebilir. İşitsel nöropati olgularında yine test esnasında ya da testler arası tutarsızlıklar, dengesiz odyometrik cevaplar göze çarpmaktadır.
ABR'nin elde edilemediği buna karşın otoakustik emisyonların (dış saç hücresi fonksiyon ölçümü) gözlenmesi durumunda işitsel nöropati vakası olabileceği ihtimali akla getirilmelidir.
Presbiakuzi (Yaşlanmaya Bağlı Olarak Gelişen İşitme Kaybı)
Yaşlandıkça birçok kişide ortaya çıkan, işitsel duyarlılığın kademeli olarak azalması durumudur. Bireyler yaşlandıkça, işitme sisteminde farklı hasar türleri meydana gelebilir.
Yaşlanmaya bağlı olarak gelişen işitme kaybı, kadınlarda erkeklere göre bir miktar daha fazla gelişebilir.
Saf ses odyometride karşımıza yüksek frekanslara doğru gidildikçe giderek düşen tip konfigürasyon olarak çıkar. Sensörinöral tip işitme kaybı ise en sık bulgusudur.
Akustik Tümörler (Akustik Nöroma ya da Vestibüler Schwannoma)
Nadir olarak karşılaşılan hastalıklardandır. Tümörlerin tanısı koyulduktan sonra cerrahi yöntemle alınırlar. Tümörlerin varlığı, beyin sapına bası yapılmasına neden olabilir bu durum hayati fonksiyonların tehdit edilmesine neden olabilir. Erken tanı bu tür vakalarda çok önemlidir. Erken tanı ile ameliyat sırasında olası komplikasyon riski ortadan kalkabilir ayrıca işitsel yeteneklerin korunması içinde erken tanı önemlidir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) akustik tümörlerin tanısının konması için önemli ve etkili test aracıdır.
Saf ses odyometride ise koklear sinire bası olduğundan, tek taraflı ve asimetrik işitme kaybı olarak karşımıza çıkar.
Koklear sinirin dış duvarındaki lifler yüksek frekansları taşıdığından, işitme kaybı özellikle yüksek frekanslarda belirgindir.
İki kulak arasındaki saf ses ortalaması farkı 15-20 dB'i aşması tümörlü bir tablonun olabileceği ihtimalini akla getirmelidir. Bu yönteme, eşik farkı karşılaştırması yöntemi de denilebilir.
Meniere Hastalığı
En yaygın klinik bulguları arasında; sensörinöral işitme kaybı, vertigo, tinnitus, ve kulak dolgunluğu yakınmaları vardır. Meniere hastalığı için sayılan 4 yaygın belirti aynı anda görülmez. Bu belirtilerden bazıları hastalığa karakterize olarak gelişen ataklarda gözlenir.
Çoğunlukla 40'lı yaşlardan sonra meniere hastalığına yakalanma durumu ortaya çıkabilir.
Odyometrik tanıda karşımıza, tek taraflı sensörinöral tip işitme kaybı olarak çıkar. Her iki tarafı (bilateral) etkileme durumu hastalığın ilerlemesine bağlı olarak çıkabilir. Yüksek frekanslara doğru gidildikçe yükselen tip konfigürasyonla birlikte %13 oranında pik yapan odyogram da karşımıza çıkar.
Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı
Yüksek şiddetli seslere maruz kalmak, tüylü hücrelerde kalıcı ya da geçici hasara neden olabilir. Spesifik gürültü olarak dar bant gürültüde, hasar maruz kalınan frekansın yarım oktav üzerindedir.
Meslek yaşamı, kişisel aktivitelere bağlı olarak genellikle geniş bant gürültüye maruz kalınmaktadır.
Gürültüye bağlı işitme kaybının erken evrelerinde kayıplar saf ses odyometride karşımıza "çentik" tip işitme kaybı olarak çıkmaktadır. İşitme kaybının belirgin bölgesi 3000-6000 Hz'dir. Özellikle bu frekans aralığı bölgesinde görülmesinin nedeni, dış kulak kanalının fizyolojik olarak oluşturduğu amplifikasyon etkisidir.
Amplifikasyon etkisi, ses seviyesinin 20 dB ya da daha fazla artıran kulak kanalı rezonansının bir sonucudur.
Eşiklerin 6000 ve 8000 Hz'lere kayması spesifik olan çentik konfigürasyonunun tanılanması ihtimalini azaltır ve tanı koymayı karmaşıklaştırabilir. Bu durumda tanıyı sadece bir odyogramla koyamayız. Dış kulak kanalı temizlenmeli ve birkaç odyogram eşiklerin ortalaması alınmalıdır.
Gürültüye daha da uzun süreli maruz kalınması, işitme kaybının ilerlemesine neden olabilir. Bu tür vakalarda işitme kaybı yavaş yavaş ilerleme gösterebilir.
Akustik Travma
Ani bir patlama, yüksek şiddetli sese maruz kalınması akustik travmanın gerçekleşmesine neden olabilir. Akut (bir kere gözlenen) travma olarakta gözlenebilir.
Bu tür travmanın tetikleyicisi, bir tüfekle ateş edilmesi, silahın namlusuna yakın olunması travmanın etkisini önemli ölçüde etkileyebilir.
Gürültüye maruziyet sonrasında eşiklerde görülen kayıplar normale dönebilir. Tüylü hücrelerin hasarına bağlı olarak fonksiyonel işitsel yeterlilikte kalıcı etkilenmeler meydana gelebilir.
Ototoksite
Ototoksik olarak kabul edilen ilaçları kullanan hastaların saf ses işitme eşikleri periyodik olarak takip edilmelidir.
Bazı güçlü antibiyotikler, kemoterapik ilaçlar, koklear ve vestibüler mekanizmaları etkileyebilmektedir.
Bu ilaçların kullanımı boyunca işitsel fonksiyonların takibi mümkün olduğunca yapılmalıdır.
İşitmenin korunması için alternatif tedavi metodları da değerlendirmeye alınmalıdır.
Ototoksik ilaçlar, spesifik olarak konuşma frekanslarından önce yüksek frekans bölgelerini etkilemektedir. Bu durum aklımıza yüksek frekans bölgelerinin incelendiği test bataryaları uygulanmasını getirmelidir.
8000 Hz ve yüksek frekansları taramaya alınmalıdır. Bu tarama erken tanıyı beraberinde getirecek ve hastanın konforuna yatırım olarak işe yarayacaktır.
İşitme kaybı her bireyde aynı kurala uygun olarak gözlenmez. Örneğin koklea içerisinde bulunan tüylü hücrelerde selektif hasara neden olan ototoksik ilaçlar, geniş hasara sebep olabilir buna karşın saf ses işitme eşiklerinde kayıplar olmayabilir.
Otitis Media
Genellikle küçük çocuklarda görülür. Orta kulakta sıvı (efüzyon) ile görülür. Geçici ya da tekrarlayan (kronik) orta kulak iltihabı (otitis media) olarak görülmektedir.
Çoğunlukla orta kulak iltihabı olarak ifade edilmektedir. Viral ya da bakteriyel nedenli olabilir. Çoğunlukla seröz (enfekte olmayan sıvı) olarak karşımıza çıkar. Prevelansı (görülme sıklığı) yaş ilerledikçe azalır.
Bir aydan daha uzun süreli görülen otitis media'da 0-40 dB aralığında dalgalanma odyogram da kendini gösterir. Saf ses ortalaması genellikle 25 dB'dir. İletim tipi kayıp söz konusudur!
Kulak Zarı Perforasyonu
Travma, hastalık ya da ameliyat dolayısıyla olabilir. Perforasyon (delinme/yırtılma) çapı, yeri ve diğer orta kulak elemanlarının patolojiden etkilenme derecesi işitme kaybının büyüklüğünü oluşturur ve etkiler.
İletim tipi işitme kaybının yaygın nedenidir. Hava yolu eşikleri dikkatli bir biçimde teste tabii olmalıdır.
Cerrahi işlemlerden olan; miringotomi, ventilasyon tüpü yerleşimi perforasyona neden olabilir.
[VestibuloCochlear (Vestibüler & Koklear), İşitme & Denge Bilimi'ne Hizmet Eden Topluluk için Oluşturulmuş, Deneyimsel ve Sonuçsal Bir Projedir.] [Odyometri & Odyoloji Camiası için Özgün Notları, Tasarımları & Derleme Makaleleri İçerir.]
Anahtar Kelimeler
konuşmayı ayırt etme skoru (SDS), işitme kaybı, presbiakuzi, tinnitus, yaşlanmaya bağlı işitme kaybı, meniere hastalığı, ABR, saf ses değerlendirmesi, spiral ganglion, otoakustik emisyon, otitis media, beyin sapı, gürültüye bağlı işitme kaybı, akustik travma, kulak zarı perforasyonu, çınlama/uğultu, 8. kranial sinir, özel popülasyonlar, fonksiyonel işitme kaybı, pseudohypacusis, işitsel nöropati, akustik tümörler, yanlış pozitif yanıtlar, nonorganik işitme kaybı, iç tüylü hücreler, koklear hasar